Dünyada Yaşayan Herkes Aslen Iğdır’lıdır
Iğdır’ın Gönüllü Kültür Elçisi sayın Coşkun Oluz’un çalışmaları hakkında bilgi derlemeye çalışan ekibimiz Sayın Oluz’un “Dünyada yaşayan herkes aslen Iğdır’lıdır” gibi felsefik sözleriyle tanıştı. Değişik alanlarda çalışmalar yapan sayın Oluz’u kendisini ve taptığı çalışmalrı yine kendisinden öğrenelim:
“ÖZGEÇMİŞ: 1970 yılında Iğdır Meleklide doğdu 1988 Iğdır Endüstiri meslek lisesini bitirdi, 1991 ticaret hayatı, 1993 Rize’de memuriyet hayatı, 1998 Iğdır’a dönerek Ticarete başladı, 1999 Güneşin Doğduğu Kent Iğdır adlı Kitabı yayımlandı, Iğdır üniversitesi ve Erzurum Atatürk üniversitesindeki öğrenimini tamamlamadan memuriyet hayatına geri döndü, Iğdır’ın Tarihi, turistik ve doğal güzelliklerinin tanıtımı için gönüllü çalışmalar yapıtı, sosyal ve kültürel alanda yaptığı çalışmalar bir çok dergi, kitap ve gazetelerde yayımlandı. yaptığı bu çalışmalardan dolayı çeşitli plaketler aldı. 2003 yılında ığdır Akud Dağcılık ve doğa sporları kulübünü kurdu, kulüple birlikte yaptığı çalışmalarda Iğdır Ağrı dağını ve dağcılık Sporlarınının Iğdır’da gelişmesine büyük katkı sağladı, İran’lı turistlerin ilimize daha çok gelmesi için İranlı Tuizm şirketleri ile kulüp olarak anlaşma yaptı, 2008 yılında Iğdır’da özel Ata Ocağı adlı kültür sanat müzesini kurdu. Gönüllü olarak yaptığı sosyal ve kültürel çalışmalarda her zaman “kültürün bir milletin özü olduğunu” savundu, kendi ata kültürü olan Türk kültürü üzerinde yaptığı çalışmalar esnasında diğer kültürleride herzaman önemsedi ve değer verdi.
–Sosyal ve Kültürel çalışmaları neden yapıyorsunuz beklentiniz nelerdir.
Öncelikle şunu belirtmek isterimki yaptığım tüm gönüllü çalışmalarda hiçbir beklentim olmadı ve olmayacakta, hani ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü vardır. “Milli kültürünü bilmeyen milletler başka milletlerin kölesi olur” bu sözden yola çıkarak her zaman kendi benliğimiz kendi kültürümüzde kalmak zorundayız. Bizler kendi geleneklerimizi yaşatmazsak başka kültürlerin etkisinde kalır ve millet olarak kaybolur tarihten siliniriz.
Ben Hayatım boyunca hep çok çalışıp faydalı işler yapmaya, arkamda iyi dostluklar ve iyi eserler bırakmaya çalıştım. hep insanlara birşeyler anlatıp hayatlarında bir farkındalık oluşturmaya çalıştım. Halen de yapmaktayım. Kimileri anlatılanı tüm bedeni ile dinler kimileri ise sadece ortamda bulunur. Elbette herkes nasibi kadarını alır. Kendi yaptığımız tercihleri kaderin üzerine atıp bir de kaderi suçlarız. Tercih yapmakla kader aynı şey değildir. Sen, neyi yapmayı seçersen kaderin o olur. Şimdiki gençlerde hep şunu görüyoruz. İyi bir fakülte bitireyim. İyi bir işim ve iyi bir maaşım olsun. Gençler şimdi hayatı tamamen iyi bir maaştan ve statüden ibaret görüyorlar. Halbuki hayatta her şey maaş ve statü değildir. Onun için insanlara faydalı olmak, güzel işler yapmak, arkanızda güzel eserler bırakmak çok daha anlamlıdır. Menfaat her şeyi belirler diyorlar. Halbuki bizim kültürümüzde menfaatin ötesinde değerler vardır. Adalet, iyilik, büyüklere saygı ve yardımlaşma vardır. Dergi ve gazetelerde yazdığım köşe yazılarında sosyal medyada yaptığım paylaşımlarla hep insanlığa bir şeyler katmaya çalıştım ve hala da devam ediyorum. Kültürümüz, tarihimiz ayaktaysa bizlerde ayaktayız demektir.
—- Iğdır’ı tanıtmak için çeşitli faaliyetleriniz var bunların neler olduğunu sizden dinleyelim.
Iğdır’da yaptığımız gönüllü çalışmalarda en çok mesafe kattetdiğimiz şunlardır. Dağcılk ve doğa sporları, Nevruz Bayramı şenlikleri, Iğdır’ın Doğal Güzelliklerinin tanıtımı, Ata Ocağı Kültür sanat evi ve ve Iğdır’da daha geçtiğimiz yıllara kadar en büyük eksiklik olarak gördüğümüz Iğdır’a ait hediyelik eşyaların olmayışı. arkadaşlarla kurduğumuz Akud Kulübü ile birlikte dağcılık ve doğa sporları alanında bir çok doğa sporunun ığdır’da gelişmesine katkı sunduk. Iğdır’da artık dağcılık, trekking bisiklet, offroad, fotoğrafcılık ve dağ bisikleti gibi sporlarının var olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Bu başarıda tüm Akud Kulübü üyelerinin büyük emeği olmuştur onlara canı gönülden buradan teşekkür ediyorum. Nevruz şenliklerindede yine Melekli halkı ile birlikte Akud kulübü üyelerininde emeği çoktur. Babadan kalma evimizde kendi imkanlarımla kurduğum Ata Ocağı’nda ise geçmişten günümüze millet olarak nasıl bir varoluş sergilemişiz, hangi elbiseleri giymişiz tarımda ve mutfakta neleri kulanmışız, Iğdır’ın halk kültürünün sergilendiği , bir etnografya müzesi haline getirdim. Sanatsever arkadaşlarla birlikte orhun sanat atölyesinde ise ığdırın tarhini kültürünü yansıtan hediyelik eşyalar, heykeller ve bibloları hobi olarak üretiyoruz.
—-Yeni projeleriniz var mıdır? Varsa nelerdir?
Iğdır’ımız hem tarihi hem kültürel hemde coğrafi konum olarak çok büyük avantajlara sahip fakat bu alanda ciddi çalışmalar halen yapılmadı. Ben yaptığım gönüllü küçük çalışmalarda hep dikatleri bu yöne çekmeye çalıştım belki birileri yada ilgili kurumlar, bu işin önemine değinir projelendirerek hayata geçirir diye, aslında idia ettiğimiz alanlarda şu ana kadar kısmen başarıda elde ettik sayılır, ama yeterlimi değil. Mesela Tevrat, İncil ve Kuranı Kerim gibi bir çok kutsal kitaplara konu olmuş Nuh Tufanı turizmin geliştiği bir ilde olsaydı bu konu nasıl işlenirdi, nasıl tanıtımı yapılırdı az çok tahmin edebiliyoruz bunu değil mi? Benim idiam şu; eğer Büyük Tufan sonrası Nuh’un gemisi Iğdır Ağrı Dağı’nda karaya oturduysa o zaman insanlık yeniden burada yazıldı, buradan dünyaya yayıldı, Nuh gemide getirdiği ilk tohumları bu topraklara dikti, bu yüzden Iğdır Ovası Nuh’un bereketli toprakları yada Nuh’un fideleriyle yeşeren kent olarak idia edilir. Bu mitolojiyi turizm açısından değerlendirecek olursak o zaman asıl iddiam budur benim “Dünyada yaşayan herkes aslen Iğdır’lıdır” bu yüzden yer yüzünde yaşayan herkes hayatı boyunca bir kez olsun ata yurtları olan ığdır Kültepe’ye gelmek ve buradan Ağrı Dağı’nı ziyaret etmek zorundadır. Bu alanda uzun yıllardır bir çalışma yapıyoruz ekip olarak ve Nuhun izinde gezi parkurunu kısmende olsa hayata geçirmiş durumdayız. Bu parkurda şimdilik her yıl geleneksel olarak iki defa yüzlerce doğa severle doğa yürüyüşü yapılmaktadır biz zamanla bu sayıyı on binlere çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca Iğdır’da yaşayan Osmanlı, Selçuklu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Urartular, Yontma Taş Devrinden kalan bir çok tarihi kalıntıyı bir araya getirerek açık hava müzesi haline getirmeyi ve turizme kazandırmayı düşünüyoruz, bu konuda kısmen çalışmalarımız oldu fakat istenilen boyutta değil.
–—Çalışmalarınız Iğdır halkı tarafından yeterli desteği görüyor mu?
Yaptığımız gönüllü çalışmaların zaman zaman projelendirip ilgili kurum ve kişilere sunarız. Mesela Iğdır’da Haydar Aliyev adına bir parkın ve büstün olmasını arkadaşlarla dönemin Iğdır Belediye Başkanı’na sunduk, kabul gördü. Şu an Iğdır’da böyle bir park var, yine Iğdır’ın üç ülkeye komşu olması özelliğini göz önünde bulundurarak merkezde bir arsası olan vatandaşa Iğdır Nahcivan Tebriz adına bir pazar kurulması gerektiğini söyledik oda uygun gördü. Birlikte böyle bir pazar oluşturduk halen Iğdır’a hizmet vermektedir, Ağrı Dağı’nın turizme açılması için valilik ve Türkiye dağcılık federasyonuyla bir çalışma yaptık şu an ığdır’da dağcılık sporuyla ilgilenen bir çok gencimiz var, birlikte kurduğumuz Akud kulübü ile İranlı turizm şirketleriyle bir anlaşma yaptık ve o şirketler halen Iğdır’a tur getirmektedirler, Melekli Beldesi’nde Melekli halkıyla birlikte neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüz olan Nevruz şenliklerini yeniden canlandırarak Melekli’de bir marka haline getirdik buradan Melekli halkınada teşekkürlerimi sunuyorum. Gönüllü olarak yaptığımız projeler gerek Kültür müdürlüğü olsun gerek Melekli, Iğdır Belediyesi olsun, valilik, özel idare, Üniversite gibi kurumlarca önemseniyor, benim temennim bu çalışmalarımızı ilgili kurumlar yakın bir zamanda projelendirip hayata geçirsinler o zaman Iğdır turizmde bölgede marka bir şehir olarak adından söz ettirir.
“Doğru tercih güzel kaderi getirir.”
Değerli Kalın
Coşkun Oluz
Arştırmacı yazar”
Çok yönlü sanatsever kardeşimiz Coşkun Oluz’u tebrik ediyoruz.