BİR ANALİZ ve UYARI


Kıymetli dava arkadaşlarım,

Emperyalist Amerika’nın, Siyonist İsrail’in, gaddar, acımasız ve sömürücü İngiltere, Fransa ve hatta Türk ve Türkiye düşmanlığı üzerine milli ideoloji oluşturan batılı devletlerin Türk’e ve Türkiye’ye açtıkları savaşın mazisi 1071’re ve hatta 20 Eylül 1187 – 2 Ekim 1187 Kudüs’ün Türk Komutan Selahattin Eyyubi tarafından alınmasına kadar dayanmaktadır.
25 Haçlı Seferi’nin temelinde bu intikam hırsı yatmaktadır.
Ve bu Düşmanlık öyle kolay kolay geçecek bir düşmanlıkta değildir. Çünkü bu düşmanlığın temelinde Din, Kilise ve Sinagog var, ve en önemlisi de bu düşmanlığı kafalarda taze tutulmasının zeminini hazırlayan bir Vatikan var.
Bu meselelere yüzeysel olarak bakmadan ve bu meselenin temeline inmeden meseleyi anlayamaz ve de anlatamayız.
Bugün de Türk’e ve Türkiye’ye karşı açılmış bir savaş cephesi var bu cepheyi yukarıda isimlerini belirtiğim Türlük düşmanı devlet ve toplumlar bizim ile hep savaş halinde oldular.  Bizimle onlar arasında barış hiç olmadı ki , olduysa ismi ne?.
Hangi barış oldu?
Kıymetli dava arkadaşlarım başını Siyonist İsrail’in çektiği bu şer birliği, artık Türk’e ve Türkiye’ye karşı vekâlet savaşı değil, resmen ve açıktan savaşmaktadır.
Bu savaşı kazanmak içinde gerekli gördükleri bütün araç ve gereçleri örneğin PKK, PYD, FETÖ, İŞİD gibi terör örgütlerini kullanmaktadırlar.
Kıymetli dava arkadaşlarım,

Çünkü bunlar ancak İsrail’in Gazze’de yaptığı gibi, savunmasız çocuklara, kadın ve yaşlılara karşı acımasızca füze , roket ve misket bombaları kullanarak insanları imha etmesini bilirler.
Mertçe ve insanca Kahraman Türk ordusunun karşısına çıkıp kendi ismiyle savaşamazlar ancak bugüne kadar ve dünyanın her yerinde yaptıkları gibi ne kadar başı boş katil, it-köpek varsa onların ellerine silah tutuşturup cebine de üç beş kuruş harçlık koyarak Türk’e ve Türkiye’ye bu kiralık katillerle saldırmaya çalışırlar bunu yıllardır böyle yapıyorlar ve bundan sonrada öyle yapacaklardır.
Arkadaşlar bunlar büyütülecek kadar değiller.
Her birimiz ne yazdığımıza ve ne söylediğimize azami derecede dikkat etmeliyiz. Bazen de laf olsun diye yazı ve söylemlerimizle bu alçak katliamcıları büyütürüz işte bu çok yanlış.
Ben dünkü yazımda belirttim Amerika faşisti 11 Eylül 2001 sonrası Afganistan’a El Kaide bahanesiyle nasıl girdiyse bugünde İran’ı bahane ederek ve İran ile anlaşmalı olarak Kuzey Irak’a İsrail’le birlikte girecek.
Onun içinde Türkiye’nin ne İran’a ne Rusya’ya ve nede Çin’e güvenmeden Sayın Cumhurbaşkanı ve Hükümet Türk Ordusu’nu derhal bölük bölük, tabur tabur Kuzey Irak’a yerleştirmeli ve Iraktaki Kerkük, Musul, Telafer ve diğer Türkmen şehirlerindeki imkanlarını da kullanarak Amerika’nın ve Siyonist İsrail’in Kuzey Irak’a yerleşmesini engellemelidir.
Hükmet ve yetkililer sakın ha sakın Moskova’ya inanıp güvenmemelidir.
Çünkü Amerika  Putin’e derki biz sana uyguladığımız ambargoyu kısman yumuşatacağız sende ağzını kapat karışma bize derse Putin buna kesinlikle razı olur.
Bütün bu hassasiyetler göz önünde bulundurularak Devlet ve Millet olarak gün birlik günüdür prensibine uyarak eylem ve söylemlerimize azami dikkat etmeliyiz.
Gün biri birimizi yeme günü değil, gün topyekûn  milli bir millet olma şuuruyla bir birimize sarılma, Ordumuza ve Devletimize sahip çıkma gündür.
Sanal medyada dolaşan asılsız, asaletsiz haberlere itibar etmeden, birbirimiz ile iletişim içinde olarak yarınlara ve Milliyetçi Türkiye’yi ve Turan’ı kurma yolunda omuz omuza bize yakışır bir biçimde yürümeliyiz.
Burada biz , Başbuğ Mete Han’ın ordu mensupları, Başbuğ , Başkomutan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri ve Başbuğ Alparslan Türkeş’in evlatlarına ve yeniden Kuva-i Milliye hareketine büyük bir iş ve sorumluluk düşmektedir.
Türk Milletinin öncü gücü olarak ve tarihin bize yüklediği görev ve sorumluluğumuzun da farkında olarak hareket edeceğiz , etmeliyiz de unutulmasın ki birlikte bereket, bölünmede azap vardır.
Gelecek güzel yılların umuduyla saygılar sunarım.
Mehmet Emin Kaya
Genel Başkan
Hamburg 17.01.2024

, ,