…………Dünyaya hüküm süren TÜRKLER, birliğini, örfünü, adetini unutup kardeş kavgaları yapmaya başlayınca, bir zamanlar vergi aldıkların RUSLARIN elinde esir oldular.
Vatanları işgal edildi,
Vatanları bölündü,
Vatanları sömürüldü,
Türk kültürü yok edildi.
Azerbaycan Türkleri, Çar yönetiminin zulmünden sonra Bolşeviklerin zulmüne maruz kaldılar.
Dilleri, Dinleri, kültürleri yasaklandı. Hatta TÜRK olmadıkları söylendi. Buna itiraz eden aydınlar, Stalin’in emriyle öldürüldüler.
Milli ve Dini bayramlar yasaklanırken, “Komsomol Düğünü” gibi saçma Sosyalizm bayramlarını yıllarca kutlamak zorunda kaldılar.
Bıktılar, yoruldular ama söyleyemediler.
Şiirlerde gizlediler vatan aşkını…
Şarkılara söz oldu bayrağın rengi…
Muğamla haykırdılar, duyan olmadı…
……………”Birgün bıktım men gölgeme dedim ki
……………Besdir daha, bir el götür yakamdan,
…………….Gece gündüz işin peşen yok mudur?
…………….Çekilmezsin bir dakika arkamdam!”(Ahmed Cevat)
Dediler ama ne duyan oldu ne de işgale son veren…
Sonra kendilerini sorguladılar:
……………..“Zindanda doğduk, o kadar zülme alıştık,
………………Mahbusu azad, zülmü adalet biliriz biz!” (B. Vahapzade )
Sonra baktılar ki Azerbaycan hem işgale uğramış hem de ikiye bölünmüş.
Aras’ın kenarında oturup karşıya baktılar.
İçleri yeniden ateşle doldu:
………………“Kesdiler sesini Azerbayca’nın.
……………….Bes hanı bu esrin öz Köroğlusu,
……………….Gılınc Köroğlusu, söz Köroğlusu?
……………….Nece ayırdınız dırnağı etden
……………….Üreyi bedenden, canı cesedden?
………………Ahı kim bu haggı vermişdir size,
……………….Sizi kim çağırmış, Vetenimize?
……………….Aras’ın suları gezebli, daşgın,
………………Şirin neğmeleri ahdır, haraydır.
………………Veten guşa benzer, ganadlarının
………………Biri bu taydaysa, biri o taydır.” (B.Vahapzade)
Yetmedi;
………………….. “Aras’ı ayırdılar, kum ile doldurdular
……………Men senden ayrılmazdım, zor ile ayırdılar
……………Ay Laçın, ay Laçın, men sana kurban Laçın” şarkısını söylediler.
Nihayet Türkler ayağa kalktı.
31 Aralık 1989’ da Azerbaycan Halk Cephesinin lideri Ebulfez Elçibey’in talimatı ile Nahçıvan Türkleri, Aras Nehri’nin sınırında, Rusya ve İran’ın ciddi tepkilerine rağmen yürüyüş yaparak, dikenli telleri kırdılar ve kardeşlerine kavuşmak için kendilerini nehrin sularına attılar.
…………Şiirler, aşk oldu yüreklerde
…………Muğamlar haykırdı “özgürlük” diye
…………Binlerce kişi yürüdü Aras’a doğru
………..Kırıldı zincirler, söküldü teller
……….Yüreklerde yandı özgürlük ruhu
………..Kardeşler dizildi Aras kenarına
……….Biri bu tayda, biri o tayda
………Haykırdılar birlikte “AZADLIK” diye… (M.Yıldırım)
Evet, “AZADLIK” geldi ama bedeli ağır oldu.
20 Ocak 1990’da Azadlık Meydanı’nda tanklarla ezildik.
1992’de Hocalı’da soykırıma uğradık.
Yine de durduramadılar bizi;
18 Ekim 1991 Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti.
Rahmetli Haydar Aliyev’in emri ile, 31 Aralık günü, HEMREYLİK GÜNÜ olarak ilan edildi.
Birlik ve beraberliğin nişanesi olan bu bayram, tüm dünyada coşku ile kutlanmaktadır. 2020 yılının HEMREYLİK GÜNÜ bütün Türklerin en mutlu günü oldu. Çünkü bu mutlu günde, Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’i, Cıdır Düzü’ne dikilen Azerbaycan bayrağını öperken gördük. Artık bayrağımız Karabağ’da dalgalanıyor.
31 Aralık HEMREYLİK GÜNÜMÜZ kutlu olsun.
Metin Yıldırım
Sosyal Bilimci/Yazar
31.12.2020
KONUŞMA LİNKİ İÇİN TIKLAYINIZ