Azerbaycan ve Türkiye’ye Karşı İşlenen Soykırımlar 100.Yılı’nda İSTAD Merkezi’nde Anıldı.


          Dünya Azerbaycanlılar Soykırım Günü dolayısı ile düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Basın mensubu takip etti.

Birçok seçkin davetli ile birlikte basın toplantısına AAK-Avrupa Azerbaycanlıları Kongresi Başkanı Sahil Qasımov ve ATEV-Azerbaycan Türkiye Evi Başkanı Tenzile Rüstemhanlı katıldı.

Sunumunu İSTAD Genel sekreteri Metin Yıldırım’ın 31 Mart Dünya Azerbaycanlıların Soykırım Günü hakkında bilgi vererek, panele katılanları tanıttı.

Konu hakkında Guba Soykırım mezarlarında çekilmiş olan video ve fotoğrafları gösterip tarihler vererek açıklama yapan İSTAD Başkanı Sefer Karakoyunlu: “Ermeniler, Türklere karşı sistemli olarak tam 5 defa soykırım yapmıştır, bu Soykırımlara sessiz ve duyarsız kalan Dünya kamuoyunun gözü kör, kulağı sağır olmuştur. Bu sessizliği ve duyarsızlığı devam ettirenleri KINIYORUZ.

Ermeniler, 1905-1907; 1918-1920; 1948-1953; 1915-1920;1988-1992 tarihlerinde Türklere Soykırım Yapmışlardır.

I.Dünya Harbi nedeniyle uluslararası camiada ortaya çıkan kargaşa ve 1917 yılında Çarlık Rusya’sında gerçekleşen Şubat ve Ekim devrimleri Ermeniler tarafından Azerbaycanlılara ve Anadolu Türklerine karşı sürdürülen politikalar açısından önemli bir fırsat ortamı olarak değerlendirilmiş ve Azerbaycan ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde Türklere karşı soykırım uygulanmıştır. Yapılan şiddet uygulamaları özellikle 1918 yılının Mart ayının son üç gününde zirve noktasına ulaşmış, sadece Bakü’de 30 bin masum insan amansızca katledilmiştir. Bu katliamlar Bakü’yle beraber Azerbaycan’ın Şamahı, Guba, Karabağ, Nahçivan vilayetleri ile bugün Ermenistan sınırında olan ama tarihsel Azerbaycan topraklarının Zengezur kazası ve İrevan vilayetlerinde de gerçekleştirilmiş, yaklaşık 120 bin insanın üç günde hayatına son verilmiştir. Aynı dönemlerde sadece Azerbaycan’da değil Iğdır, Kars, Ağrı, Ardahan, Erzurum, Erzincan, Muş, Van ve ülkemizin birçok yerleşim yerinde soykırımlar yapılmıştır.

31 Mart 1918 yılında Ermeniler başta Bakü olmak üzere Şamahı, Guba, Kürdemir, Salyan ve Lenkeran şehirlerinde büyük soykırımlar yapmıştır. Sadece bir gün içerisinde Bakü’de 12 bin Türk öldürülmüştür. Bazı dış kaynaklara göre bu sayı 25 bin civarındadır. Şamahı şehrinde öldürülen Türk sayısı 7 bindi. Azerbaycan’da Mart ayında devam eden katliam ve soykırımlar Eylül ayına kadar devam etmiş ve Nuri Paşa komutasındaki Kafkasya İslam Ordusu’nun duruma el koymasına kadar devam etmiştir. Bu katliamlar sırasında 120 bin civarında Azerbaycan Türkü katledilmiştir. Kafkas İslam Ordusu ise 1.100 asker ve 30 subay şehit vermiştir. Bugün Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinde bu askerler anısına şehitlikler yapılmıştır. Bu gün 31 Mart 1998 yılından itibaren Azerbaycan Türklerine karşı yapılan soykırım günü olarak anılmaktadır.

          26 YIL ÖNCE HOCALI DA YAPILAN SOYKIRIM A DÜNYA SESİZ KALMIŞTIR.

Daha 1992’de Hocalı ve Karabağ’da Azerbaycan Türklerine yapılan Soykırımın kanı kurumamış ve görgü tanıkları hayattadır.

26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermenistan ordusu sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan 613 kişiyi en ağır işkenceler uygulayarak soykırıma tabi tutmuştur. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’den fazlası ise yaşlıydı. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştur. 1275 kişi ise rehin alınmış, 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin yakıldığı, birçoğunun kafa derilerinin yüzüldüğü, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görülmüştür. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştır. Ermeniler tarafından Hocalı’da gerçekleştirilen bu vahşet, uluslararası camianın suç olarak kabul ettiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamındaki tanımlamalarla birebir örtüşmektedir.

‘5 yaşındaki çocuğun ve 80 yaşında dedenin tek suçu vardı TÜRK olmaktı!’ 

Türkler yapılan soykırımlar ve özellikle Hocalı Soykırımı Türk halkının hafızasında önemini korumaktadır.

İnşallah bir gün hak yerini bulur yerinden yurdundan edilen Azerbaycan Türkleri işgal altında olan toprakların geri dönerler” dedi.

Panele Avrupa’dan katılan AAK (Avrupa Azerbaycan Federesyonu) başkanı Sahil Qasımov: “İki yüzyıldır Azerbaycan Türkleri soykırıma uğramaktadır. Soykırım sadece Azerbaycan Türklerine değil, tüm Türklere uygulanmıştır.  Bu kadar nefret nereden gelmektedir. Dünyada böyle bir nefret yoktur. Bugün de soykırım devam etmektedir. Bugün Azerbaycan ve Gülistan ve Türkmençay Antlaşmaları ile meydana gelen şeyler değil. Daha önce de soykırım vardı, şimdi de var. Ben Avrupa’da yaşıyorum. Oraya gelen 100 bin göçmen Avrupa’nın dengesini bozdu. Oysa bir milyon göçmeni Azerbaycan kendi imkanı ile yerleştirdi ve sorunlarını çözdü. 

          İSTAD’ı çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Zaten Sefer Karakoyunlu AAK’nin yönetim kurulunda görev alan on kişiden birisidir. Azerbaycan’ın bu problemini İstanbul’da gündeme getirdiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum!” dedi.

          AAK yönetim kurulu üyesi ve ATEV Türkiye-Azerbaycan Evi Başkanı Tenzile  Rüstemhanlı söz alarak Azerbaycan’ın acısını paylaşmak için bir araya gelen İSTAD üyelerine teşekkür ederek: Bugün Suriye’den kaçanları korumak için bir sürü kurum var. Ancak Azerbaycan’ın işgal edilen topraklarından kaçmak zorunda kalan bir milyon göçmeni Azerbaycan sadece kendi imkanları ile iskan etmek zorunda kaldı. Ne zaman Türklerin başına bir felaket gelse tek başına kalıyor. Ermeniler yalanlarını dünyaya kabul ettirdiler. Çünkü dünya bu yalanları kabul etmeğe hazırdır. Ne yazık ki bizim gerçeğimizi görmek istemiyorlar. Bunların tutumunu anlıyor ve umursamıyorum. Ancak kendi içimizde ki Ermeni taraftarlarını anlamak çok zordur. Hem Azerbaycan’da hem Türkiye’de hem de Avrupa’da, adına Türk diyen Ermeni taraftarları beni çok üzmektedir. Türk kökenli milletvekillerinin Ermeni tasarılarını desteklemeleri ülkemize ve bütün Türklere zarar vermektedir. Ancak Türk olmak bir şereftir. Bu şerefi taşımak istemeyenler için de yapacak bir şey yoktur. Ne mutlu Türk’üm Diyene!” sözleri ile konuşmasını tamamladı.

          Çok sayıda katılımcı söz alarak Ermenistan’ı ve arkasında duran güçleri kınadı. Panel, Ermenistan’ı kınayan bir bildiri yayınlanması kararı ile tamamlandı.