Evet, hepimizin aklında aynı soru var: Azerbaycan’ın Ermeni sorunu bitti mi? Azerbaycan davası ile ilgilenen hemen herkes bölgedeki Ermeni sorununun bitmediğini rahatlıkla söyleyebilir.
Aslında yeni başlıyor…
Şimdiye kadar batının ve Rusya’nın desteği ile hep toprak kazanan hep Türkleri öldüren, Türklerin evlerine el koyan şımarık Ermeniler, ilk defa “Demir Yumruğu” kafalarına yemenin şaşkınlığı içindeler.
Bir kulakları Rusya’da, diğeri batı dünyasında… Kendilerine gelecek destek mesajlarını ve parasal yardımı bekliyorlar.
Aslında her şeyin değiştiğini biliyorlar ama kabullenmek zorlarına gidiyor. Ordularının darmadağın olduğunu, tankları bırakıp kaçtıklarını, Ermeni ailelere “Kayıp” diye bildirdikleri askerlerin, kendilerinin sebep olduğu bu alçak savaşta öldüğünü, sivil yerleşim yerlerine fosfor bombaları attıkları halde Azerbaycan’ı yıldıramadıklarını söyleyemiyorlar.
Halen Ermeni halkına ırkçı söylemlerle “Büyük Ermenistan” hayalini yedirmeye çalışıyorlar ama bu içi boş safsatanın alıcıları ciddi anlamda azaldı. Rusların ve batılıların elinde oyuncak olduklarını fark eden Ermenilerin sayısı ise gittikçe artıyor. Gerçi bu kesim, “Taşnak” korkusuyla sesini çıkarmayacaktır ama imkan buldukları zaman Ermenistan’ı terk edeceklerdir. Hatta Azerbaycan içinde yaşamayı düşünen Ermenilerin olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü savaştan ve gerilimden bıktılar. Bunun en iyi göstergesi de savaşı kaybeden Paşinyan’ın yeniden seçilmesidir.
Henüz Azerbaycan için tehlikenin bittiğini söyleyemeyiz. Bu nedenle şimdiye kadar dünyanın bütün ülkelerinde başarılı bir şekilde yürütülen diaspora faaliyetlerinin daha profesyonel bir şekilde yürütülmesi gerekir. Düşman şimdi daha da tehlikeli oldu. Yıllardır açlığı, yoksulluğu “Sözde Büyük Ermenistan” hayali ile bastırılan halkın gururu incindi. Kendilerine yalan söylendiğini öğrendiler ama bedeli ağır oldu. Şimdi Ermeni halkını daha büyük hayallerle ve daha büyük yalanlarla şişirecekler. Bu nedenle Azerbaycan çok dikkatli olmalıdır.
Yurt dışında ve Türkiye’de diaspora faaliyetinde bulunan herkes kucaklanmalıdır. Azerbaycan’ın bu konuda faaliyet gösteren tek bir ferdi bile kaybetme lüksü yoktur. Onların akıl gücüne, eylemlerine, sözlerine, her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Özellikle Türkiye’de, Azerbaycan’ın haklı davasına gönül vermiş insanların asla ve asla geri plana itilmemesi gerekir. Güç birliğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Yazıyı okuyan arkadaşlarım lütfen yanlış değerlendirme yapmasınlar: Yukarıda söz ettiğim konunun öznesi ben değilim. Ancak kırılan, dökülen bir kenara itilen kişilerin varlığına şahit oldum. Ben ise yalnız çalışıyorum. Elbette çalışma ortamı bulduğum STK’lar ve derneklerde özellikle de İSTAD’da aktif görev alıyorum. Ancak çalışmalarım sadece bunlardan ibaret değil: Yazdığım ve Anadolu Türkçesine aktardığım 14 kitap ile Azerbaycan’ın haklı davasına katkı yapıyorum. Elbette roman çalışmalarım devam ediyor yakında bir romanım daha baskıya girecek.
www.igdirhaber.com ve www.azerhaber.com web sitelerinde Türk Kültürü’ne katkı sağlayacak yazı, makale, roman ve şiirleri yayınlayarak yazarlarımızı cesaretlendiriyor, teşvik ediyorum. “Türk Kültür Portalı” adlı Youtube kanalında 250 civarında video içerikle TÜRK GENÇLERİNE, ağ sakallıların mesajlarını iletiyorum.
(https://www.youtube.com/channel/UCFcUPtTb2RGoKMZcbG0eIOw )
Türk dünyasına katkı yapacak akademisyen, yazar ve sanat dünyası ile yaptığım röportajlarla, konuyu, kendi çevremde gündeme taşıyorum. Üniversite, lise ve STK’larda konferanslar vererek özellikle “Hocalı Soykırımı”nı ve uzmanı olduğum Türk Cumhuriyetleri’nin sorunlarını anlatıyorum. Anlatmaya da devam edeceğim.
Bu nedenle tek başıma da olsam, bir grubun içinde de olsam benim için hiç fark etmez. İnandığım yolda yürümeye devam edeceğim. Tanıdığım birçok Türk milliyetçisi arkadaşım da benim gibi düşünüyor. Her ortamda eylemleri ve söylemleri ile Türk Birliği’ne ve Azerbaycan’a destek veriyorlar. Hiç kimseden hiçbir beklentileri yoktur. Ancak hepimizin gönlünden geçen, Azerbaycan’ın bölgede kazandığı yükselen prestij ivmesinin artarak devam etmesidir. Çünkü Azerbaycan modeli, “Türk Devletleri Teşkilatı” için de bir rol model olacaktır.
Turan’a bu kadar yaklaşmışken hepimiz dikkatli olmalıyız. Azerbaycan’ın düşmanları azalmadı, bitmedi, aksine daha da çoğaldı.
Ermeniler daha da bilenmiş olarak fırsat kollayacaklardır. Savaşmaya cesaretleri olmazsa, Zehra bebeği anasının kucağında keskin nişancı saldırısı ile öldürdükleri gibi terör faaliyeti yapacaklardır.
Hepimiz hazır olmalıyız!..
6.12.2021
Metin Yıldırım
Sosyal Bilimci/Yazar
Türk Kültür Portalı Başkanı