AZERBAYCANLILARA QARŞI ETNİK TEMİZLEME VE SOYQIRIMI SİYASETİNİN MERHALELERİ
Bundan bir iki ay önce elime bir kitap geçti. Kitap, 2017 yılında Bakü’de, Azerbaycan Cumhurbaşkanı eski yardımcısı Ali Hasanov tarafından sekiz dilde basılmıştı. Bir Sosyal Bilimci ve Yazar olarak kitap dikkatimi çekti. Kitabın “Azerbaycanlılara Qarşı Etnik Temizleme ve Soyqırımı Siyasetinin Merhaleleri” şeklindeki adı, içeriği hakkında ip uçları veriyordu. Azerbaycan Türkçesi, Anadolu Türkçesi, Rusça, İngilizce, Fransızca, Arapça ve Çince yazılan kitap 395 sayfadan oluşan, tam da benim aradığım konuları işliyordu. Bir solukta kitabı okudum. Konu ile ilgili yüzlerce kitap okumuş, dört kitap yazmış, yedi tane kitabı da Azerbaycan Türkçesinden Anadolu Tükçesine çevirmiştim. İtiraf etmeliyim ki benim de görmediğim belge, harita ve fotoğraflar içeriyordu.
Ara ara harita ve fotoğraflara yeniden bakıyor bölgenin coğrafyasını düşünüyor, eski bilgilerimi yeniliyordum. Çünkü İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü “Türk Cumhuriyetlerinin Çalışma Sorunları ve Endüstri İlişkileri” Ana Bilim Dalı’nda, rahmetli Turan Yazgan hocamla bu tür belgeleri epeyce inceleme şansım olmuştu. Özellikle Ermeniler tarafından işgal edilen Şusa ve Ağdam’ın eski ve yeni fotoğraflarını ilgi ile inceledim; ama asıl şaşkınlığım M.Ö 2. yy’dan başlayarak günümüze kadar bölgenin siyasi haritalarının konmuş olmasıydı. O haritaları inceleyen birisi bölgede hangi milletin yaşamış olduğunu rahatça söyleyebilirdi. Türklerin bölgeye çok eskiden beri yerleştiklerini gösteren çok önemli bu haritaları hayranlıkla inceledim.
Kitap, birinci hamur kağıda basıldığı, ve ciltlendiği için biraz ağırlık yapıyordu ama istifade etmek için birkaç gün elimde taşıdım. Metroda, trende geçen boş zamanımı bu kitabı okuyarak ve inceleyerek geçiriyordum. Bir gün tarih öğretmeni bir arkadaşım (Ayşe Bayat) kitaba bakmak için benden izin istedi. Biraz okuduktan sonra yüzüme anlamlı anlamlı bakmasından kitabı isteyeceğini anladım. İçimden “İnşallah istemez!” diye geçirdim; çünkü bu kitabı asla birine ödünç vermezdim. Korktuğum başıma geldi ve Ayşe Hanım kitabı benden ödünç istedi. Ezildim, büzüldüm, ne diyeceğimi bilemedim. İşte o anda aklıma bir şey geldi. Bu kitabın Türkiye’de satışta olmadığını biliyordum ama Azerbaycan’dan isteyebilirdik. Gülümsedim. Ayşe öğretmen kitabı vereceğimi düşünerek mutlu olmuştu. “Bu kitap, bazı çalışmalarımda bana referans olacak. Bu nedenle bunu veremem ama senin için Azerbaycan’dan isteyebilirim,” dedim. Bu teklifimi biraz soğuk karşılasa da çaresizce kabul etti. Hemen Ali Hasanov Bey’e iletilmek üzere bir mektup yazıp arkadaşım için bir kitap istedim.
Günler uzadıkça arkadaşım Ayşe Hanım sabırsızlanıyordu. Mektubun üstünden yaklaşık bir ay geçmişti ama kitap henüz gelmemişti. Mecburen kendi kitabımı Ayşe Hanım’a verdim ama çok dikkat edeceğine dair söz aldım. Bir yandan da mektubun Ali Bey’e ulaşmadığını düşünüyordum. Yeni bir mektup yazmayı düşündüğüm birgün postacı olduğunu söyleyen birisi beni aradı ve kargom olduğunu söyledi.
Hemen:
“Kitap mı?” diye sordum.
Postacı:
“Sanmıyorum, büyükçe bir koli gelmiş,” deyince moralim bozuldu.
Koliyi almak üzere postaneye gittim. Kimlik kontrolünden sonra depodan getirilen kolinin üstünde Azerbaycan Alfabesi ile yazılan yazıyı görünce heyecanlandım. Postacı işlemleri yaparken ben kolinin bir köşesini yırtarak içindekilerin kitap olduğunu görünce sevinçten uçacak gibi oldum. Ben bir kitap istemiştim, bir koli göndermişlerdi. Hemen Ayşe öğretmeni arayıp müjdeyi verdim. Kolinin içinde 20-25 tane kitap vardı. Aradan 10 dakika geçmeden Ayşe öğretmenin tarih öğretmeni olan dört arkadaşı beni arayarak kitap istediler. Evet, bu kitapları tarih öğretmenlerine ulaştırmalıydım.
Kitapları tarih öğretmenlerine, okul müdürlerine ve Milli Eğitim Müdürlerine dağıttım. Şu an elimde üç tane kitap kaldı. Bu üç taneyi de o kitapların kıymetini bilecek insanlara vereceğim. Çünkü Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunu belirten BM Güvenlik Konseyi’nin 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlarının tam metni bu kitapta yer alıyordu. Bu kararların tam metnini her yerde bulmak mümkün değildi. Zamanında bu kararların içeriğini ne kadar aradığımı hatırlayınca kitabın önemi gözümde daha da büyüdü. Nitekim Ayşe öğretmen de kitabın önemini belirterek: “Metin Bey, biz tarih öğretmenleri bu tür belgelere şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Ne yazık ki her zaman böyle kitaplara ulaşmak imkanımız olmuyor. Bize aracı olduğunuz için size, böyle bir kitap yazmayı düşündüğü ve ücretsiz olarak bize gönderdiği için sayın Ali Hasanov Bey’e teşekkür ediyorum,” dedi.
Yine kendisine kitap verdiğim Ataşehir İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Orhan Kuzu kitabı inceleyerek, Giresunlu olduğunu ve kendi köylerinde bile Ermenilerin Türkleri öldürdüğünü söyleyerek: “Bu tür çalışmalara ihtiyacımız var. İlçe içerisinde yapılacak olan eğitim çalışmalarında bu kitabı kaynak olarak göstereceğim,” dedi.
Kitap verdiğim herkesten hemen hemen aynı sözleri duymak gerçekten beni memnun etti. Ben de herkes adına sayın Ali Hasanov Bey’e teşekkür ediyorum.
Yaptığı bu çalışma ile Ermenilerin gerçek yüzünü tüm dünyaya göstermiş oldu. Sayın Ali Bey’in yeni çalışmalarını bekliyor, saygılar sunuyorum.
Metin Yıldırım
Sosyal Bilimci/Yazar