Avrupa’nın ırkçı anlayışı ve Türkiye’ye karşı  hasmane tutumu yıllardan beri  hiç değişmedi.  Ülkemizde bombalar patır patır patlarken onlar terör örgütlerine ev sahipliği yapmaktan kaçınmıyorlar.
Hatta daha da ileri giderek  bize de talimatlar yağdırıyorlar.

Neredeyse, “Teröristleri aramaktan vaz geçin, hatta tutuklananlar varsa bırakın!”  diyecekler.

Oysa, Mart 2016’da Bürüksel Havaalanında;

Temmuz 2016’da Fransa’da;

Birkaç münferit ve bizdekilere kıyasla çok küçük çapta gerçekleşen terör olaylarından sonra aldıkları önlemleri hepimiz biliyoruz.

Orada yaşayan Türklere ve diğer Müslümanlara yaptıkları baskıları boynumuz bükük  izledik.

Yıllarca gencecik askerlerimizi onların savaşında kaybettik.

Yıllarca kapı komşumuz Ruslarla onların yüzünden gerilim yaşadık.

İran’la yapacağımız ticarete onlar engel oldular.

Türk Cumhuriyetleri ile Gümrük Birliği yüzünden ticaret yapamadık.

“Eşit şartlarda ortağız,” diye yıllardır bizi kapılarında bekletiyorlar.

Şimdi utanmadan terör örgütlerine silah verdiklerini ve vereceklerini gözümüzün içine baka baka söylüyorlar.

Verdiler de!..

Dediklerini yaptılar ama biz uyanmadık!..

Iğdır’da, Van’da, Diyarbakır’da, Ankara’da, İstanbul’da ve diğer şehirlerde canımızı yakanlar onlardı…

Onların verdiği, koordinatlarını, patlama anını belirledikleri bombalar canımızı yakıyor…

Onların  bombaları 10 Aralık 2016 günü Şehitler Tepesi’nde 44 masum vatandaşın canını aldı.

Şimdi ne olacak?

Onlar terörü desteklemekten vaz mı geçecekler?

Elbette ki hayır!..

Biz yılacak mıyız?

Elbette ki hayır!..

Milli ordunun ihtiyacı olan milli silah teknolojisine sahip olduğumuz gün onlara ihtiyacımız kalmayacak.

İşte o zaman onların düşmanlıkları devam edecek ama bunu açıkça söyleme cesaretini gösteremeyecekler.

    Metin Yıldırım

Sosyal Bilimci/Yazar